Hipnoterapi
Hipnoterapi Nedir?
Hipnoterapi, hipnotik trans halinde olan danışanın bilinçaltına yönelik olarak verilen telkinler yoluyla, kişinin şikayetine yönelik olarak uygulanan bir tedavi yöntemidir.
Hipnoz Nedir?
Hipnoz, danışanın dışarıdan gelen uyarıları farkında olduğu aynı zamanda bilinç altınında telkin alabilecek gevşekliğe geldiği, uyku ile uyanıklık arası bir bilinç durumudur. Danışan, dışarıdan gelen her türlü sesi duyar ancak bu dış uyarılar onun daha derin bir gevşekliğe geçmesine yardımcı olur. Hipnoz, başka bir deyişle kişinin tam bir bedensel ve zihinsel gevşekliğin sağlandığı bir trans halidir. Danışan bu trans halinde iken sadece terapistin sesine odaklanır, terapist tarafında verilen telkinleri dinler ve anlayarak gönüllü olarak katılım sağlar.
Hipnoz Kimlere Yapılabilir?
Öncelikle kişinin hipnoz yolu ile tedavi olmayı istemesi gerekmektedir. Hipnozda, kişinin istekli ve gönüllü olması gerekmektedir. Bir kişiye rızası dışında hipnoz, dolayısıyla hipnoterapi yapılamaz. Bazı istisnalar hariç (psikiyatrik hastalıklar gibi), gönüllü olan herkese hipnoz yapılabilir.
Hipnoz Kimlere Yapılamaz?
Öncelikle isteksiz ve gönülsüz olan kişilere hipnoz yapılamaz. Ayrıca kişi hipnoz olmayı istese bile konsantrasyonu yetersiz olan, aşırı kontrollü ve takıntılı kimselerde de tam bir hipnotik trans hali oluşturulamaz. Ayrıca, tanı almış kişilik bozuklukları, psikoz, şizofreni, paranoid bozukluk gibi psikiyatrik hastalarda da içgörü olmadığı için yapılamaz. Çünkü hipnozda farkındalık esastır.
Hipnoza Yatkınlık Ne Demektir?
Hipnoterapi ile tedavi olmak isteyen bir kişiye öncelikle hipnoz hakkında bilgi verilir. Ardından kısa bir hipnotizabilite (hipnoza yatkınlık) testi yapılır. Toplumumuzun hipnoza yatkınlık oranı; %70-80’inde orta düzeyde, %10-15’inde ise yüksek düzeydedir. Yani toplumun büyük bir çoğunluğu hipnoza yatkındır diyebiliriz.
Hipnoterapiden Herkes Fayda Görür Mü?
Unutmamak gerekir ki hipnozu yapan terapistin elinde sihirli bir değneği yoktur. Bu nedenle, fayda görebilmek için, danışanın kendi sorunlarını farkında olması ve bu tedavi yöntemini gönüllü olarak kabul etmesi birinci şarttır. Hipnoterapide; danışanın sorununa çözüm yolunu bulacak olan ise yine danışanın kendi bilinçaltıdır. Terapist ise sadece bir rehberdir. İkinci şart ise; danışan ve terapist arasında tam bir güven duygusunun oluşmasıdır.
Hipnoterapi Hangi Hastalıkların Tedavisinda Uygulanır?
Hipnoterapi aşağıda sıraladığım birçok fiziksel ve psikolojik hastalıklarda kullanılabilir. Bunlar:
- Anksiyete bozuklukları (kaygı, korku, panik, gerilim, sıkıntı),
- Kronik Depresyon
- Post-travmatik stres bozukluğu (Deprem, ilişki kayıpları, iş kaybı, ölüm sonrası yas dönemi, narsist kişilik bozukluğu olan bir partnerden ayrılık sonrası)
- Bağımlılıklar (sigara, alkol, ilaç, internet, kumar, oyun, ilişki, yeme)
- Sınav stresi ve sosyal çekingenlik
- Öğrenme ve hatırlama dibi zihinsel aktivitelerde ki kısıtlılık durumlarında
- Öfke kontrol bozukluğu,
- Karşı cins ile ilişki kuramama ya da sağlıklı ve uzun süreli ilişki sürdürememe
- Yeme Bozuklukları (obezite ya da aşırı zayıflık)
- Uyku bozuklukları (Uykusuzluk, uyurgezerlik, uykudaki hareket bozuklukları)
- Cinsel işlev bozukluklar (kadın ve erkekte ki cinsel isteksizlik, erkeklerde erken boşalma ve sertleşme sorunu, vajinismus)
- Fobiler (kedi-köpek, karanlık, kapalı yer, yükseklik, böcek),
Hipnoz ile Zarar Verilebilir Mi?
Hipnoz, bilincin kontrolünü kaybetme hali olmadığı için, hipnozla zarar görmek mümkün değildir. Ancak, şizofreni ve psikoz gibi bazı psikiyatrik hastalıklarda ve kişilik bozukluklarında hipnoz uygulanmamalıdır. Bu hastalıklarda, bilinçaltında parçalanmalar olduğu ve kişide içgörüsü kaybolduğu için zarar görebilir.
Hipnoz Hakkında Yanlış Bilinenler Nelerdir?
Hipnoz hakkında en sık sorulan sorular; ‘’hipnozdan uyanabilir miyim?’’, ‘’hipnoz esnasında bana zarar verilir mi?’’ Hipnoz, bir derin uyku hali değildir. Sadece hem bedensel hem de zihinsel derin bir gevşekliğin olduğu bir trans halidir. Dolayısıyla hipnozdan uyanama gibi bir durum kesinlikle yoktur ve kişi istediği zaman kendisi de hipnozdan çıkabilir. “Gözlerime bak ve uyu” gibi replikler ise sadece filmlerde ya da şov amaçlı olur ve gerçeklerle bağdaşmaz. Hipnoterapi amaçlı yapılan hipnozda, kişi tüm seansı hatırlar, o esnada hatırladığı geçmiş olaylara ait anılarını, istemez ise terapist ile paylaşmayabilir. Yani kendisi istemediği hiçbir sırrını anlatmayabilir. Danışanın bilinçaltının kendisine bir sahne olarak gösterdiği sır şeklindeki bu olaylar, kişi anlatmasa dahi, terapistin verdiği telkinler yoluyla çözüme ulaşır. Hipnoz sırasında kişinin bilinç kontrolü ortadan kalkmadığı için verilen telkinler de kişinin ahlaki, sosyal ve inanç değerlerine uygun değil ise kabul etmez.